10 Haziran 2015 Çarşamba

Açık ve Uzaktan Öğrenme nereye gidiyor?

Hareket kontrol teknolojisi (motion-control technology) olarak da bilinen Microsoft’un Kinect Accelator ve Sony’nin Play Station Move gibi uygulamalarının gelecek yıllarda açık ve uzaktan öğrenmede kullanılabileceğini düşünüyorum.
 
Eğitim amaçlı olmasa da bu teknolojinin kullanıldığı bazı uygulamalar aşağıda sunulmuştur. 
-          Nconnex uygulaması ile bir odayı tablet ile tarayıp mobilyalar yerleştirerek odanın mobilya tasarımına karar verilebiliyor.



-          Sağlık alanında rehebilitasyon eğitimi vermek amaçlı kullanılan bir diğer uygulama
 


-           Herhangi bir yüzeyi dokunmatik bir ekrana dönüştüren ibu uygulaması 
 

-          GestSure uygulaması cerrahlara ameliyatlar esnasında kolaylık sağlıyor
 
 
-           Freak'N Genius uygulaması ile animasyonlar oluşturulabilir.
 

Bu teknoloji eğitimde özellikle psiko-motor becerilerin kazandırılmasında kullanılabilir. Etkileşimli beyaz tahtalar yerine hareket kontrol teknolojisi kullanılarak öğrenme malzemeleri bu teknoloji ile üretilen uygulamalar üzerine yerleştirilebilir. Klavye veya fare kullanımında zorluk çeken özellikle küçük yaştaki çocukların bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanmaları kolaylaştırılabilir. Fen bilgisi deneyleri kazasız ve tehlikesiz bir şekilde öğrenciler tarafından gerçekleştirilebilir. 

Bunlar dışında eğitim amaçlı aşağıdaki uygulamalar geliştirilebilir:
-          Engelliler (ve engelsizler) için işaret dili eğitimi
-          Yabancı Dil Eğitimi
-          Grafiksel çizim programlarının öğretimi (Yapı tasarımı, makine tasarımı vs.)
-          Müzik aletlerini kullanma eğitimi
-          Büyükler için yogo, çocuklar için bale eğitimi vs.
-          Tıpta anatomi eğitimi
-          Tiyatro eğitimi
 
 
Kinect teknolojisini günümüzde eğitim alanında kullananlar da var. Örneğin Washington-Bothell Üniversitesi’nde matematik eğitimi bölümü öğretim üyesi Robin Angotti, Kinect’i eğitimde kullanmaktadır. Angotti, aynı üniversitedeki bilgisayar bilimleri öğrencileri ile birlikte geliştirdiği Kinect uygulaması ile hız, mesafe ve ivme gibi matematik fonksiyonlarını öğrencilere öğretmektedir. Öğrenciler kalem kağıt kullanmak yerine bedensel hareketlerle bu kavramları öğrenmektedir. 
 

9 Haziran 2015 Salı

Etkileşimsel Uzaklık Kuramı ve Açık ve Uzaktan Öğrenme Açısından Önemi

Micheal Moore'un "Etkileşimsel Uzaklık" kuramı uzaktan eğitim alanının önemli kuramlarından biridir. Bu kuram beni en çok etkileyen ve alanı tanımama yardım eden kuramdan biridir.
Moore (1993) tarafından 1993 yılında tanımlanan etkileşimsel uzaklık, bazen fiziksel olarak uzaklıktan kaynaklanan ancak çoğu zaman anlayışlarda ve algılardaki uzaklığı ifade etmek için kullanılan ve özellikle öğreten ile öğrenen arasındaki ilişkilere odaklanan bir kavramdır. 
 
Bilindiği gibi herhangi bir eğitim programında öğreten ile öğrenenin etkileşiminden doğrudan bahsedilmemektedir. Bu etkileşim durumuna özellikle konu uzmanları; çevresel faktörler, öğrenen ile öğreten pedagojisi, iletişim aracı gibi unsurları dikkate alarak karar vermektedirler. Uzaktan öğrenme durumunda ise öğrenen ile öğreten arasındaki fiziksel uzaklık aralarındaki öğrenme ilişkisini açıklamakta ve miktarını belirlemektedir.

Etkileşimsel uzaklık teorisi Moore tarafından üç farklı değişkenle açıklanmaktadır: diyalog, yapı ve otonomi. Moore (1993)'a göre diyalog, öğrenen-öğrenen etkileşimi, bilginin oluşturulması, öğrenenin anlayışı gibi düşünceleri de içermektedir. Yapı ise öğrenenin bireysel gereksinimlerine eğitim programı ne ölçüde cevap veriyor onu ölçmektedir. Hedefler, uygulama planları, değerlendirme yöntemleri gibi unsurlar yapı değişkeni ile tanımlanmaktadır. Diğer yandan otonomi, öğrenme-öğretme ilişkilerini kapsamaktadır, otonomide daha çok öğrenenin hedeflerini, öğrenme prosedürünü, çalışacağı kaynakları belirlemesi [5], neyi nasıl öğreneceğini tespit etmesi, öğrenmesini kontrol etmesi gibi durumlar söz konusudur.
Bu üç değişkenin birbiri ile etkileşimi, etkileşimsel uzaklığın artmasına ve azalmasına neden olmaktadır. Diyalog ve yapı değişkenlerinin etkileşimsel uzaklığı nasıl belirlediği aşağıdaki şekilde görülmektedir[4].
Şekilde de görüldüğü gibi diyalog arttıkça ve yapılandırma azaldıkça etkileşimsel uzaklık da azalmakta, diyalog azaldıkça ve yapılandırma arttıkça etkileşimsel uzaklıkta da artmaktadır. Eğer bir eğitim programı yüksek yapılandırılmışsa ve öğrenen-öğreten arasında diyalog yoksa veya çok azsa etkileşimsel uzaklıkta da bununla doğru orantılı olarak artmaktadır. Diğer yandan öğrenen otonomisinin artması da etkileşimsel uzaklığı arttırmaktadır. Bu nedenle otonomiyi azaltmak ve iletişim ortamlarını arttırmak, öğrenen ile öğreten arasındaki diyaloğu arttırarak etkileşimsel uzaklığı azaltacaktır ve arzu edilen durum da budur.
 
Kuramın Alan için Önemi
Bir kişinin ev arkadaşı ile kurduğu ilişkinin, dünyanın diğer ucunda oturan bir arkadaşı ile elektronik ortamlarda kurduğu ilişkiden daha iyi olduğu iddia edilebilir mi?
Aynı şekilde dersi geleneksel eğitimle, sınıf ortamında, veren bir öğretmenden ders alırken cep telefonu ile oynayan bir öğrencinin, bir şeyler öğrenmek için uzaktan eğitime başvurmuş ve bilgisayar başına geçen diğer bir öğrenciden daha fazla öğrendiği  söylenebilir mi?
Her iki durumda da etkileşimsel uzaklıktan bahsedilmektedir. Öğrenen ile öğreten arasındaki diyaloğun miktarı ve oluşturulan öğretim programının yapısı etkileşimsel uzaklığın artmasına ya da azalmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle açık ve uzaktan öğrenmede öğrenme ortamları yapılandırılırken yapı, diyalog ve otonomi dikkate alınmalıdır.
Günümüzde eğitimde sıklıkla kullanılan akıllı telefonlar, iPadler, bilgisayarlar gibi iletişim ortamları eğer öğrenen-öğreten arasındaki diyaloga izin vermeyecek şekilde kullanılıyorsa öğrenen ile öğreten arasında mesaj taşımaları da mümkün değildir. Uzaktan öğrenme ve öğretmede kampüs ortamında bağımsız çalışma, öğrenenlerle bireysel görüşmeler, e-mailleşmeler yapılarak daha fazla otonomi sağlanabilir, diyaloglar arttılabilir. Grup çalışmaları ve forumlar da diyalogları arttıracak  ancak otonomiyi azaltacaktır. Televizyon, radyo, çalışma metinleri gibi tek yönlü iletişim ortamları otonomiyi azaltacağı gibi diyalogları da azaltacaktır [2].
Etkileşimsel uzaklığın artması öğrenmeyi da azaltacaktır.  Uzaktan eğitimciler etkileşimsel uzaklığı dikkate alarak ders tasarımlarını yeniden gözden geçirmelidir. Amaçları öğrenmeyi öğrenen için kolaylaştırmak olmalıdır. Bu amaçla aşağıdaki çalışmalar yapılabilir.
- Öğretim programları hedef kitleye göre yapılandırılmalıdır. Bu nedenle pedagoji önemsenmelidir. Öğretim programları yetişkin öğrenenler için farklı şekilde yapılandırılmalıdır.
-Öğrenme ortamları tasarlanırken öğrenen-öğrenen, öğrenen-öğreten, öğrenen-teknoloji ve öğrenen-içerik etkileşimi dikkate alınmalıdır.
- Öğretim programına sosyal ağ teknolojileri entegre edilerek işbirliği ve öğrenen-öğrenen etkileşimi arttırılabilir, bu ortamlar sayesinde bireylerin birbirini daha iyi tanıması ve ders saatleri dışında da iletişim kurmaları sağlanabilir. Öğrenenlerin düşüncelerini yeniden gözden geçirmeleri, renk, dil, din, yaş, kültürel değerler gibi  farklılıklar gözetilmeden sınıf ortamının yaşatılması sağlanabilir.
-Öğrenen otonomisini sağlamak için hedefler oluşturulmalı, öğretim programı işletilmeli ve süreç değerlendirilmelidir.
-Öğrenenlerin kendi öğrenmelerini kontrol etmeleri söz konusu değilse yüksek yapılandırılmış ders programları oluşturulmalıdır. Eğer öğretim programı iyi yapılandırılmamışsa, ders programı öğrenenlerin kendi öğrenmelerini kontrol edebilecekleri şekilde tasarlanmalıdır.
- Öğretim programında diyaloglar azsa öğrenenlerin kendi öğrenmelerini kontrol etmeleri gerekmektedir. Programda hem diyalog az, hem de program yüksek derecede yapılandırılmış değilse  ders programlarıbu dengeyi sağlayacak şekilde çok miktarda  öğrenenin  kendi öğrenmesini kontrol edebileceği şekilde düzenlenmelidir [3].
-Yüksek yapılandırılmış programlar doğrusal bir yapıya sahiptir ve programda çeşitliliğe izin vermemektedir. Öğretim programları ne kadar az yapılandırılırsa öğretenler öğrenenlerin sorularına ve ödevlerine o kadar fazla zaman ayırabilir [6].
Kaynaklar
[1] Moore, M. (1993). Theory of Transactional Distance
[3] https://www.youtube.com/watch?v=_BI52drYwa4 Ziyaret Tarihi: 05.06.2015
[4] Bornt, D. (2011). Synopsis of Moore's Theory of Transactional Distance. http://ci484-learning-technologies.wikispaces.com/
[5] Sherar, R.L. (2010). Transactional Distance and Dialogue in Online Learning. 26th Annual Conference on DistanceTeaching and Learning.
[6] Moore, M. Independent Study http://192.107.92.31/Corsi_2005/bibliografia%20e-learning/independent_study.pdf Ziyaret Tarihi: 13.04.2015