17 Nisan 2015 Cuma

Yapısalcılığın (constructivism) eğitime uygulanması

Yapısalcılık, hem ne bilindiğini hem de bilginin nasıl geldiğini tanımlayan bilgi ve öğrenme ile ilgili bir kuramdır. Öğrenmeye bu açıdan bakıldığında öğrenme kendi kendini yöneten bir süreçtir.

Öğrenme bireylerin kültürel olarak geliştirilmiş araçlar ve semboller aracılığı ile anlayıp yapma girişimi, işbirlikçi sosyal etkinlikler ve yapıcı tartışma uygulamalarına katılımı ile gerçekleşir. Yapısalcılık, bir öğretme (teaching) kuramı olmamasına rağmen birçok eğitim kurumunda öğretime (instruction)  kökten farklı yaklaşımlar getirdiğinden dolayı kullanılması önerilmektedir (Fosnot, 2013).
 
Yapısalcılıkta odak noktalar; öğretimin amacının davranış ve beceri oluşturmaktan çok bilişsel gelişim ve derin bir anlayış kazandırmak olduğudur. Ayrıca öğrenmeyi doğrusal bir süreç olarak görmekten çok karmaşık ve temelde doğrusal olmayan bir doğası olduğunun anlaşılmasıdır (Fosnot ve Perry, 2005).
 
Yapısalcılık öğrenme ile ilgili bir teoridir, öğretimin bir tanımı değildir. Yapısalcılıktan kaynaklanan bazı genel öğrenme ilkelerini akılda tutarak eğitimsel uygulamalarımızı yeniden gözden geçirebiliriz:
  • Öğrenme gelişimin bir sonucu değildir, öğrenme gelişimdir. Öğrenenin keşfetmesi ve kendi kendini organize etmesini gerektirir. Bu nedenle öğretmenler öğrenenlerin kendi sorularını sormalarına, mümkünse kendi hipotezlerini ve modellerini geliştirmelerine izin vermeli, öğrenme boyunca onları canlı tutmalı ve tartışabilecekleri, fikirlerinin savunabilecekleri ortamlar oluşturmalıdırlar.
  • Dengenin olmayışı öğrenmeyi kolaylaştırır. Hatalar, öğrenenlerin kavrayışı olarak algılanmalıdır, bundan dolayı azaltılmamaları veya engellenmemeleri gerekir. Araştırmaları ve üretmeleri için öğrenenlere zorluklar, açık uçlu araştırmalar, anlamlı içerikler  sunulmalıdır. Özellikle sorunlar aydınlatılmalı, araştırılmalı ve tartışılmalıdır.
  • Yansıtıcı özet öğrenmenin destekleyici gücüdür. Temsili bir form üzerinde öğrenenlerde kazanılan deneyimler özetlenerek düzenlenir ve öğretene yansıtılır.
  • Bireyler arasındaki diyalog (karşılıklı etkileşim) geleceğe yönelik düşünceler doğurur. Öğretenden çok öğrenenler sınıfa karşı kendi düşüncelerini iletmek, savunmak, ispatlamaktan sorumludur. Düşünceler paylaşım ve tartışmalar sonucu anlam kazandığı ölçüde doğruluğu kabul edilir.
  • Öğrenme, etkinliklerin ve kendi kendine organize olmanın bir sonucudur ve yapının gelişimi doğrultusunda ilerler (Fosnot ve Perry, 2005).
Kaynak:
Fosnot, C. T. & Perry, R. S. (2005). A Psychological Theory of Learning. Teachers College Press, Columbia University.
Fosnot, C. T. (2013). Constructivism: Theory, perspectives, and practice (2nd edition). Teachers College Press.
 

1 yorum: