Uzaktan öğrenme ve öğretme
faaliyetleri basit eğitim-öğretim uygulamaları olarak görülmemelidir. Bu
faaliyetlerin anlamak ve gelecekte nasıl yol alacağını tahmin etmek, bu
konudaki teorilerin anlaşılması ile mümkündür. Ancak geçmişte ve günümüzde var
olan öğrenme teorilerinin de incelenmesi gerekir. Bu çalışmada geçmişten günümüze öğrenme
teorileri dört başlık altında incelenmiştir:
·
Davranışçılık
·
Bilişselcilik
·
Yapısalcılık
·
Bağlantıcılık
Davranışçılık (Behaviorism)
Uyaran-tepki prensibine göre çalışan bir dünya görüşüdür. Davranışçılığa göre tüm davranışlar dış uyaranlar tarafından oluşturulur ve bu davranışlar zihinsel veya bilişsel durumları düşünmeksizin açıklanabilir.
Davranışçılık (Behaviorism)
Uyaran-tepki prensibine göre çalışan bir dünya görüşüdür. Davranışçılığa göre tüm davranışlar dış uyaranlar tarafından oluşturulur ve bu davranışlar zihinsel veya bilişsel durumları düşünmeksizin açıklanabilir.
Davranışçılıkta öğrenme sürecinde
öğrenen temelde pasiftir, çevresel uyaranlara cevap vermektedir. Öğrenen temiz
bir sayfa ile başlar ve davranışları olumlu veya olumsuz pekiştirmelerle
şekillenir. Hem olumlu hem de olumsuz pekiştirmeler, daha önceki davranışların
tekrarlanma ihtimalini arttırır. Ceza ise önceki davranışların oluşma
olasılığını azaltır. Öğrenme, öğrenen davranışındaki değişim olarak tanımlanır.
Bu konudaki ilk çalışmalar hayvanlar (Pavlov’un köpeği gibi) üzerinde yapılsa
da daha sonra insanlara genelleştirilmiştir.
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: John B. Watson, Ivan Pavlov, B. F. Skinner, E. L. Thorndike, Bandura, Tolman.
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: John B. Watson, Ivan Pavlov, B. F. Skinner, E. L. Thorndike, Bandura, Tolman.
Bilişselcilik (Cognitivism)
Bilişsel paradigma temelde aklın
“kara kutu”sunun açılması ve anlaşılması gerektiğini savunur. Öğrenen bilgi
işlemci (bilgisayar gibi) görülmektedir.
1960’larda davranışçılığın yerini
baskın bir şekilde bilişsel yaklaşım almıştır. Bilişselcilik zihinsel
faaliyetlere odaklanır, insan zihnindeki kara kutuyu açmak önemlidir ve
insanların nasıl öğrendiğini anlamak için gereklidir. Düşünme, hatırlama,
bilme, problem çözme gibi zihinsel süreçlerin keşfedilmeye gereksinimi vardır.
Bilgi, şema veya sembolik zihinsel yapılar olarak görülebilir. Öğrenme,
öğrenenin zihinsel şemasındaki değişim olarak tanımlanabilir.
Davranışçılığa cevap olarak;
insanların sadece çevresel uyaranlara cevap veren programlanmış hayvanlar
olmadığını savunur. İnsanlar öğrenmek için aktif katılıma gereksinim duyan ve
düşünme sonucu faaliyet geliştiren akıllı varlıklardır. Davranışlardaki değişim
incelenmelidir fakat sadece öğrenenin kafasında ne oluştuğunun belirtisi
olmalıdır. Bilişselcilik, bilgisayar gibi aklın metaforunu kullanır; bilgi
gelir, iletilir ve net çıktılara öncülük eder.
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: Merrill (Component Display Theory), Reigeluth (Elaboration Theory), Gagne, Briggs, Wager, Bruner, Schank, Scandura
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: Merrill (Component Display Theory), Reigeluth (Elaboration Theory), Gagne, Briggs, Wager, Bruner, Schank, Scandura
Yapısalcılık (Constructivism)
Yapısalcılığa göre öğrenme aktif ve
yapıcı bir süreçtir. Bu yaklaşımda öğrenen bir bilgi yapıcıdır. İnsanlar nesnel
gerçekliği kendi kişisel bakış açılarına göre oluşturur veya yapar. Yeni bilgi
ilk bilgiye bağlanır, böylece zihinsel temsiller öznelleşir.
Davranışçılık ve programlanmış öğretim gibi öğretici nitelikteki yaklaşımlara bir tepki olan yapısalcılık, öğrenmeyi başarılması gereken bir süreçten çok bilgiyi yapılandıran aktif bir süreç olarak tanımlamaktadır. Bilgi, çevreden edilen kişisel deneyimlere ve hipotezlere dayalı olarak yapılandırılmaktadır. Öğrenenler sosyal ilişkiler yoluyla bu hipotezleri devamlı test etmektedir. Her birey bu süreci farklı yorumlamakta ve yapılandırmaktadır. Öğrenen boş beyaz bir tahta değildir, geçmiş deneyimleri ve kültürel faktörlerle birlikte bu sürece katılmaktadır.
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: Vygotsky, Piaget, Dewey, Vico, Rorty, Bruner
Bağlantıcılık (Connectivism)
Bağlantıcılık temelde bilişsel
gelişimle ilgilidir. Bu teoriye göre öğrenme, birey öğrenme toplumuna
katıldığında başlamaktadır ve bilgi, tartışma, paylaşma ve düşünme yoluyla
faaliyet kazanmaktadır. Uzaktan eğitim öğrenme toplumunun daha kolay
biçimlenmesini ve bu sürecin globalleşmesini sağlamaktadır. Çünkü dünyanın her
yerinden insanlar açık ve uzaktan öğrenme uygulamaları sayesinde öğrenme
toplumuna katılmaktadır. Ancak burada en önemli sorunlardan biri; internet
yoluyla alınan enformasyonun sağlıklı olup olmadığı, insanların bilgiyi
filtrelerden geçirmeden alması ve onun geçerli ve güvenilir olduğuna
inanmasıdır.
Bağlantıcılık teorisinin
kuramcılarından Siemens (2008), gerçekte ne bilindiğinden çok bilinenin
kapasitesinin önemli olduğunu vurgulamaktadır. Siemens ayrıca farklı alanlar,
disiplinler, kavramlar arasında bağlantı kurma yeteneğinin temel bir beceri
olduğunu vurgulayarak bilginin sadece önceden paketlenmiş ve formal bir şekilde
öğrenenlere sunulan öğretim programlarından ibaret olmadığını, öğrenenlerin
kendi kendilerine araştırarak öğrenebileceğini ve böylece dünyadaki bilginin
sınırının olmadığını anlayacaklarını savunmuştur.
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: Siemens, Downes
Kaynak:
Fikir babaları ve önemli katılımcıları: Siemens, Downes
Kaynak:
Crawford, J. (2009). Learning Teories that Encompass
Distance Education, Baoise State University. http://edtech2.boisestate.edu/crawfordj/portfolio/files/5_Learn_theories.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder